Sporcularda
Özgüven Gelişimi
Özgüven, kişinin herhangi bir şeyi yapabileceğine olan inançlar bütünüdür.
Başka bir deyişle özgüven: inançlı, azimli ve kararlı olmaktır. Hepimizin
bildiği gibi, birçok sporcu müsabakadan önce veya sonra yaptığı açıklamalarda
maçı alacaklarına olan inancı dile getirirler. Kazanılan maçlardan sonra ilk
duyduğumuz “bu maçı alacağıma olan inancım tamdı” olur. Maalesef,
insanların üçte ikisi özgüven eksikliği yaşamaktadır. Bundan dolayı bu
kişilerin gerçek performansına ulaşması ve hayatta daha verimli olması mümkün
değildir. Sporda başarılı olabilmek için fiziksel, tekniksel ve taktiksel
becerilerin yanında psikolojik becerilerde önemli rol oynamaktadır. Sporcuların
performansını olumlu veya olumsuz yönde etkileyen birçok faktör vardır. Özgüven
bu faktörler içinde en önemli olanlardan bir tanesidir. Sporcu mücadele ederken
ya özgüveni vardır ya da yoktur. Özgüveni düşük olarak mücadele eden sporcunun
performansı düşer. Bunun yanında özgüveni yüksek sporcu daha rahat mücadele
eder bu da müsabaka motivasyonu ve konsantrasyonu artırır. Maça iyi konsantre
ve motive olmuş sporcu skora daha rahat ulaşır. O zaman özgüven başarıya
ulaşmamızda anahtar rolü oynayan en önemli unsurlardan bir tanesidir. Peki, o
zaman özgüvenimizi olumlu yönde etkileyen faktörler nelerdir? Nasıl bir
zihinsel çalışma ile özgüvenimizi arttırabiliriz?
Gerek yurt dışında gerekse Türkiye’de sporcularla yaptığım çalışmalar
sonucunda özgüven gelişimini olumlu yönde etkileyen faktörlerin başında olumlu
düşünce ve konuşmaların geldiğini gördüm. Eğer sporcular müsabaka öncesi kendi
yeteneklerine, güçlü yönlerine, kapasitelerine ve bunların kazanmasına yardım
edeceğine inanıyorsa bu sporcuların özgüveninin yüksek olmasını sağlamıştır.
Bunların aksine bazı sporcular birçok güçlü yönlerinin olmasına rağmen daha çok
zayıf yönlerine, rakibinin sıralamadaki yerine, rakibin güçlü olduğuna ve
rakibini yenmenin zor olduğuna inanırlar. Bu da doğal olarak sporcuların
özgüvenini kaybetmesine sebep olur. Çünkü bu gibi olumsuz düşünceler
sporcuların kaygı, stres ve korku seviyesinin artmasını sağlar. Bir sporcu
müsabakaya aşırı şekilde kaygılı ,stresli ve korkmuş bir şekilde çıkarsa doğal
olarak konsantrasyonunu da kaybetmesi muhtemeldir. Bu da doğal olarak
performansı olumsuz yönde etkileyecektir. Henry Ford’un dediği gibi “Bir şeyi
yapabileceğinizi düşündüğünüzde de yapamayacağınızı düşündüğünüzde de,
haklısınız”. Başarıyı istemek ve istememek bizim elimizde olan bir unsurdur.
Maçtan önce ve sonra sporcularla yaptığım bire bir ve grup toplantılarında
onların söylediği sözler kurduğu cümleler ve vücut dili hep bana onların
özgüven seviyeleri hakkında bilgi vermiştir. Daha çok rakibinin gücüne
odaklanan, “umarım kazanırım” diyen sporcuların özgüvenlerinin düşük olduğunun
farkına vardım. Bunun yanında kendi gücüne ve yeteneklerine inanan sporcuların
özgüvenlerinin daha yüksek olduğunun farkına vardım. Müsabaka sırasında ilk
serviste hata yapan birçok sporcu “ya double fault yaparsam”diye
düşündüklerinde daha çok double fault yaptıklarını söylediler. Bunun en önemli sebepleri
olaraktan olumsuz düşünceler ve özgüven eksikliğini işaret ettiler.
Özgüven gelişimini olumlu yönde etkileyen faktörlerden biride vücut
dilidir. Özgüveni yüksek sporcu sahada, kortta omuzları ve başı dik durur baskı
altında sonuna kadar iyi mücadele etmeye çalışır. Mücadele sırasında olumsuz
konuşmalar, sinirlendiğini belli eden davranışlar (rakibine sert
müdaheler,raket atma, çığlık) sporcunun performansını olumsuz yönde etkilerken
karşı taraftaki sporcunun özgüveninin artmasına sebep olur. Çünkü karşı tarafa
verilen mesaj şudur “ çok iyi oynuyorsun ve beni zor durumlara sokuyorsun”. Bu
mesajı alan sporcu daha özgüvenli oynamaya başlar ve rakibini beklediğinden
daha kolay bir şekilde yener. Sahada, kortta yaşanan psikolojik savaştan üstün
çıkmak istiyorsanız yapmanız gereken olumsuz koşullarda duygularınızı karşı
tarafa belli etmemenizdir. Siz duygularınızı yönlendirmelisiniz eğer
duygularınız sizi veya başkaları sizin duygularınızı yönlendiriyorsa o zaman
performansınız aşağı düşecektir. 3D (duygu, düşünce ve davranış) yönetimi doğru
yapıldığında kuşkusuz başarı kendiliğinden gelecektir. İletişimde karşı tarafa
mesajı %55 Vücut dili, %38 ses tonu ve % 7 söylediğimiz sözlerle veririz. Bir
sporcu sessiz bir şekilde raketi atarsa rakibine %55 oranında duygularının
olumsuz olduğunun mesajını verir. Eğer bunu bağırarak ve olumsuz sözler
söyleyerek yaparsa rakibine %100 oranında duygularının olumsuz olduğunun
mesajını verir.
Özgüven gelişimini olumlu yönde etkileyen faktörlerden biride hedef
koymadır. Eğer sporcular zayıf yönlerini geliştirmek amacıyla kısa, orta ve
uzun süreli gerçekçi performans hedefleri koyup kendilerini geliştirdiği sürece
özgüvenleri artacaktır. Doğru hedef koymak için belirli stratejileri takip
etmemiz lazım. Hedefler gerçekçi olmalı, hedeflere ulaşmak için harekete
geçmeli ve iyi planlama yapılmalı. Belirli aralıklarla gelişme olup olmadığı
değerlendirmelidir. Elit sporcular sporculuk hayatları boyunca devamlı eksik
yönlerini özel antrenmanlarla geliştirmişlerdir bu eksik yönler zihinsel, fiziksel,
tekniksel ve taktiksel özelliklerdir. Sporcular direk sonuca odaklanırlar bu da
yapılması gereken önemli unsurların gözden kaçmasını sağlar. Sonuca ulaşmak
isteyen sporcular önce performans hedefleri koyarak performanslarını
arttırırlarsa sonuç kendiliğinden gelecektir. Performansın gelişmesi
için,sürecin etkili bir şekilde işlemesi lazım. Doğru zihinsel ve fiziksel
antrenman metodları sürecin etkili geçmesini sağlayacaktır.
Özgüven gelişimini olumlu yönde etkileyen faktörlerden biride zihinde canlandırmadır.
Sporcular geçmişteki başarılarını, iyi performans gösterdiği müsabakaları
zihninde canlandırarak özgüvenlerini arttırabilirler. Maçlarda ve
antrenmanlarda yapılan olumlu hareketler ve vuruşlar zihinde tekrar
canlandırılmalıdır. Çünkü beynimiz her şeyi kaydetmektedir zihnimizi olumlu
imgelerle ve düşüncelerle doldurursak özgüvenimiz artacaktır. Zihinde
canlandırma yapılırken beş duyu organının (görme, duyma, dokunma, tatma ve
koklama) katılması çok önemlidir. Mesela servis atarken sporcunun rakibini,
topun düştüğü yeri, raketini ve sahayı tüm detaylarıyla görmesi, topa vururken
çıkan sesi duyması, vücut hareketlerini, kıvrılmaları ve topu tutarken onu
hissetmesi gerekir bunlar yapıldığı zaman etkili bir zihinde canlandırma
yapılabilir. Ayrıca sporcularla yaptığım çalışmalarda birçok sporcu olumsuz
şekilde zihinde canlandırma yaptıklarına rastladım. Bu kesinlikle yanlıştır.
Yapılan yanlışlar bile zihinde doğru yapılması gereken şekilde
canlandırılmalıdır. Birçok profesyonel tenisçi hatalı vuruşlardan sonra
hareketi doğru olması gereken şekilde düzelterek tekrarladığını görürüz.
Özgüven gelişimini olumlu yönde etkileyen faktörlerden biride fiziksel,
tekniksel ve taktiksel hazırlıktır. Eğer sporcular yukarıdaki özellikleri
geliştirirlerse daha donanımlı olduklarını hissedeceklerdir bu da
özgüvenlerinin artmasını sağlayacaktır. Bir çok sporcu kondisyon çalışmasını
sevmez ama uzun süren ve çekişmeli geçen maçlarda zihinsel faktörlerin yanında
fiziksel faktörlerde performansı olumlu yönde etkiler.
Sporcular duygu ve düşüncelerini daha iyi analiz ederlerse doğru tavırlarda
bulunmaları daha kolay olur. Duygu ve düşüncelerinizden emin olmak istiyorsanız
kendinize şu soruları sorun: Hata yapınca neler hissederim? Özgüvenimi hangi
durumlarda kaybederim? Güçlü bir rakip karşısında neler hissederim? Hangi vuruş
ve teknikleri yaparken korkarım? Hangi durumlarda karar vermekte zorlanır ve
kendimi çaresiz hissederim? Konsantrasyonunu mu ne zaman kaybederim? Hata
yapınca neler hissederim? Ne zaman ve hangi durumlarda kendimi yetersiz
bulurum? Ne zaman aşırı özgüvenli davranırım? Yanlışlıkları nasıl düzeltirim?
Zorluklarla nasıl mücadele ederim? Müsabaka sırasında özgüvenimi devamlı
koruyabiliyor muyum?
Bu sorulara içten ve doğru bir şekilde cevap verdiğimiz zaman özgüvenimizi
olumsuz yönde etkileyen sebepleri ortaya çıkarırız bu da sorunun çözülmesini
kolaylaştırır.
AŞIRI ÖZGÜVEN
Aşırı özgüven düşük özgüven gibi sporcuların performansını olumsuz yönde
etkiler. Aşırı özgüvenli sporcu rakibine saygı duymaz ve onu küçümser bundan
dolayı müsabakaya kendini iyi hazırlamaz. Bunların sonucunda maç motivasyonu ve
konsantrasyonu düşük olur. Bunun sonucunda sürprizlerle karşılaşırlar. Dünyada
üst düzey elit birçok tenisçi, sporcu ve takımlar kendilerinden çok daha zayıf
rakiplerine karşı yenilerek dünyayı şaşırtmışlardır. Çalıştığım tüm sporculara
en iyi performansını kime karşı ve ne zaman gösterdiğini sorarım. Bu soruyu
sormamın sebebi müsabakadan önce ve müsabaka sırasında psikolojik ve fizyolojik
durumu hakkında bilgi almaktır. Ne ilginçtir ki birçok tenisçi en iyi
performanslarını kendilerinden çok daha güçlü rakiplerine karşı gösterdiklerini
söyledi. Bunun sebeplerine baktığım zaman maça son derece rahat çıktıklarını,
kaygı, korku gibi olumsuz duygulardan yoksun olduklarını ve performansa
odaklanıp iyi konsantre olduklarını söylediler. Çünkü kimse kendilerinden maçı
kazanmasını beklemiyordu bu yüzden özgüvenleri düşük değildi. Müsabaka
sırasında başarılı performans göstermeye başladıkları andan itibaren
özgüvenlerinin arttığını ve kendilerini ciddiye almayan rakiplerinin
paniklediğini ifade ettiler.
AKLINIZDA OLSUN
- SÖYLEDİKLERİNİZE DİKKAT EDİN, DÜŞÜNCELERE DÖNÜŞÜR
- DÜŞÜNCELERİNİZE DİKKAT EDİN, DUYGULARA DÖNÜŞÜR
- DUYGULARINIZA DİKKAT EDİN, DAVRANIŞA DÖNÜŞÜR
- DAVRANIŞINIZA DİKKAT EDİN, DEĞERLERİNİZE DÖNÜŞÜR
- DEĞERLERİNİZE DİKKAT EDİN, ALIŞKANLIKLARA DÖNÜŞÜR
- ALIŞKANLIKLARINIZA DİKKAT EDİN, KARAKTERİNİZE DÖNÜŞÜR
- KARAKTERİNİZE DİKKAT EDİN, KADERİNİZE DÖNÜŞÜR.
“Dünyada yenilmeyen kimse, yenilmeyen ordu, yenilmeyen takım, yenilmeyen
kumandan yoktur. Yenildikten sonra üzülmekte tabiidir. Ancak, bu üzüntü insanın
maneviyatını yok edecek, onu çökertecek seviyeye varmamalıdır. Yenilen hemen
toparlanmalı, kendini yeneni yenmek için olanca gücüyle, azmiyle çalışmalıdır.”
M. KEMAL ATATÜRK
“İnsanoğlu inançlarını değiştirerek hayatlarının akışını değiştirebilir.”
WILLIAM JAMES
“Limiti koyan zihindir. Zihin bir şeyi yapabileceğini kestirebildiği kadar
başarılı olur. Yüzde yüz inandığın sürece her şeyi yapabilirsiniz.” ARNOLD
SCHWARZENGER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder